29 Ağustos 2012 Çarşamba 0 yorum

İkinci öğretimler

Birinci öğretim ve açıköğretim öğrencilerinin harçları kaldırıldı. İkinci öğretimler doğal olarak tepkili bu konuya. Öncelikle fikirlerimin herhangi bir siyasi görüşle alakası yok, bunu baştan söyleyeyim. Haklıyım ya da haksızım, o da tartışma konusu.

Şimdi ikinci öğretim öğrencileri için "Parasını verir sabahları yatarım" mantığını düşünüyorum ben hep. Ama tabi asıl olay birinci öğretimlerden daha düşük puanla girmeleri. Bunu da "Bazı bölümlerde ikinci öğretim daha yüksek puanla alıyor." "10-20 puan var arada, ne düşük puanı." gibi söylemlerle çürütmeye çalışanlar var. Evet böyle alan bölümler var ama genellikle fen edebiyat fakültelerinde. Bu bölümlerin de bazılarının kontenjanları dolmuyor. Yıldız Teknik'e bakın bakalım, ikinci öğretimi daha yüksek puanla mı alıyor mühendis Ayrıca tercih yaparken istediği bölümünün önce birinci öğretimini yazmayan adamı anlayabilmiş değilim. Yazsaydın birinci öğretime giriyordun niye yazmadın denemedin o zaman şansını? 10-20 puan da farktır efendim. Ben 4 puan daha fazla yapsaydım endüstri mühendisliğine giriyordum. Şimdi 4 puan önemli bir fark olmuyor mu? Sonra bir de gece eğitimi var. Gece tüketilen enerji muhtemelen daha çok olacak. Tüm ülkede uygulandığını düşününce de maliyeti artacak gece eğitimin. Başka ülkelerde ikinci öğretim olayı var mıdır bilmiyorum ama olmayan ülkeler muhakkak vardır. Profesörler, doçentler örgün eğitimin yanı sıra gece de derslere geliyorlar. Bu da gözardı edilecek bir şey değil, önemli bir olay bence. Bu yüzden ikinci öğretimlerin harç ödemesinde bir yanlış görmüyorum.

Harç ödeyecekler tamam ama devlet de vur diyince öldürmüş. Birinci öğretim mühendisliklerin harçları 387 liraydı, ikinci öğretimlerin 1529 lira. Şimdi birinci öğretimler harç ödemezken 1529 lira büyük haksızlık. Benim düşüncem ikinci öğretimlerin yeni eğitim öğretim döneminde birinci öğretimlerin eski harç ücreti kadar harç ödemeleri.
26 Ağustos 2012 Pazar 0 yorum

Gülhan Şen ve Vampire Weekend üzerine.

Yazı başlığını gördüğünüzde ikisinin ne bağlantısı var diye düşünebilirsiniz. Gülhan Şen'i, Vampire Weekend'i ya da ikisini birden bilmeyenler olabilir. Vampire Weekend'i geçtim de Türkiye'nin en tatlı gezi programı sunucusunu da bilin arkadaş.

Kendisi hakkında fazla bilgim yoktur ama çok severim Gülhan Şen'i. 1978'de Bulgaristan'da doğmuş Gülhan Şen. Bulgaristan'dan Türkiye'ye gelmişler, belki gezgin ruhu ilk burada ortaya çıktı. Birçok program sundu, CNN Turk'te TV8'de çalıştı. Gülhan'ın Galaksi Rehberi ile tanıdım ben onu ama geç olsun güç olmasın. Farklı ülkelere olan ilgim, yurtdışına bir kez çıkmış olmam ve hedefimin bundan çok yukarıda olması ve bir de  Gülhan Şen'i bayağı sempatik bulmam -aramızda bu!- beni bu programa yöneltti diyebilirim. Sınav nedeniyle hafta sonu dersanede oluyordum. 2 haftada bir izleme şansı buluyordum sabahları. Öğlenci olduğumda kahvaltıyı yayın saatine denk getiriyordum. Kahvaltı da program da güzelleşiyordu doğrusu.

Vampire Weekend'e gelelim. Amerikalı bir indie rock grubu. 2 albümleri var. 2008'de Vampire Weekend, 2010'da Contra albümlerini çıkardılar. Buradan diskografiye ulaşabilirsiniz. Contra albümünün tepe noktaları gayet iyi. Ama ilk albüm ve singlelar için aynı şey söylenemez. Cousins'ın Billboard Hot 100 listesine girememesi!??! Vampire Weekend'in hemen hemen tüm şarkılarını severek dinliyorum. Israrla dinlediğinizde gerçekten sevdiriyor kendini şarkılar. Yeni bir albümün geleceğini duydum, umarım hak ettikleri değeri görürler bu sefer. İşte yeni albümden bir şarkı. Merakla bekliyoruz efenim.

                                 

Şimdi diyeceksiniz ki ne alaka Vampire Weekend ve Gülhan Şen. Hak ettiği değeri görmüyorlar, ortak yanları bunlar. Gülhan Şen Türkiye'deki en tatlı sunuculardan biri. Ortalama 50 dakika sürüyor program fakat bana 2 saat izlemişim gibi geliyor, o kadar da dolu bir program. Bu programın Türkiye'de çok izlenmemesi neden olabilir? Çok izlenmesi derken, en çok izlenen 10 program arasına  Program daha popüler bir kanalda yayınlansa, saati diziler gibi 8'e alınsa belki daha çok izlenir. Ama asıl soru böyle programları tercih ediyor muyuz ülke olarak? Bir şarkı yarışması başlıyor. Yarışmayı tek kişi kazanıyor, kazanamayanlar unutuluyor, bir süre sonra kazanan da unutuluyor. Kendimizi yırtarak oyluyor yarışmaları, favorimiz kazansın diye. Bana göre program dediğin insana bir şeyler katacak, az da olsa bir şeyler öğretecek. Gülhan'ın Galaksi Rehberi'nden daha iyisi var mı acaba gezi belgeseli konusunda. Adı Gezelim Görelim olan programdan çok da hayır beklemem ben, 9 saniye sürmüş olsa gerek ismini koymak. Ayna desek Samanyolu Grubunun okullarını tanıtıyor programın yarısında. Düşündüğüm başka bir şey de Gülhan Şen'in amacı daha çok para kazanmak mı, yoksa yaptığı işten keyif almak mı? Bence ikincisi. Amacı para kazanmak olsa, finansal destek bulup daha popüler bir kanalda yapabilirdi programını. Olsun, ben elimden geldiğince izlemeye devam edeceğim Gülhan Şen'i.

Son olarak söylemek istediğim, blog yazmada pek becerikli değilim. Amacım da genel olarak derdimi anlatmak, düşüncelerimi paylaşmak. Belki anlatırken başta yazdığım şeye döndüm, belki çok hata yaptım yazarken -yazdığımı kontrol etmek için okuduğum söyleyenemez-, belki de belli bir sıraya sokamadım yazmak istediklerimi ve karışık bir şey çıktı ortaya. Neyse, daha fazla karıştırmadan bitireyim ben, siz anladınız onu.
 
;